4 Ekim 2008 Cumartesi

Eski Hikayenin Yepyeni Kısmı

Hayatında çok belli planı olan yada sürekli yeni şeyleri deneyen biri sayılmam. Alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı daha doğrusu beğendiği şeyden kolay kolay vazgeçemeyen bir yapıdayım. Tabi bunda inatçı bir insan olmamında etkisi var. Bu arada inatçı bir insanın olmanın hayatta insana çok fazla yararı olmadığını bilecek kadar çok deneyimim var ama pek değişecek gibi değilim.

Neyse konu inatçılığımdan ziyade bugünlerde hayatımda yaptıklarım yada yapmak istediklerim. Öncelikle insanın iş hayatına atılması kendisine ayıracak zamanı ciddi anlamda kısıtlasada o azalmış zamanlarda çok daha fazla şey yapabilecek finansal rahatlığa ulaşmış oldum.

Ama yeniliklerle arası çok fazla olan biri olmadığımdan bu "yeni" durum beni zorluyor. Biliyorum kulağa komik geliyor. Fakat cidden bu duruma alışması zor. Daha doğrusu yapabilecek bir şeyleri bulabilmek nedense bana zor geliyor.

Genel olarak şu an için DVD koleksiyonumu eskisine göre dörde katlamışımdır herhalde. Bir ara fotografçılıkla mı ilgilensem diye aklımdan geçti ama hem fotograf çekecek yerleri arayıp oralara gidebilmek için fazla tembelim hemde hiç bir zaman iyi bir fotografçı olamadım.

Dans yada uzakdoğu sporları kursları gibi yerlere gitmeyi düşünmeyi bir kenara bırakın kendimi oralarda bile hayal etmekte zorlanıyorum. O nedenle bu tür saçma sapan bir olasılığı dikkate bile almıyorum.

Tüm bunları düşününce American Psyhco'daki gibi bir adamın neden insanları öldürmeye başladığı hakkında ister istemez bazı fikirer üretebiliyorum. Finansal durumu benim 10 mislim olan birinin hayatta bireysel olarak sahip olabileceği her şeye sahip olduktan sonra yanlızlığının hıncını yine insanlardan çıkarması gibi bir ihtimal aklıma geliyor. Tabi o seviyede bir sinir patlaması için yerlerde sürünen bir ahlak anlayışının gerekli olduğunu söylememe gerek var mı bilmiyorum.

İnsanlar rutin hayat tarzlarından bunalıp bir şeyler yapmak istiyor. Fakat ben ne o kadar marjinalim nede pek farklı şeyler yapabilecek kadar yetenekliyim. Dergi için yazı yazdığım günleri bu bakımdan özlemiyorum diyemem. En azından ayın ilk yarısında kafamda yazmam gereken konu ve yazının gidişhatını planlamam gerekirdi.

Aslında bunu yazınca eklemeden edemeyeceğim bir şey aklıma geldi. Bu bloga başlamadan önceki dönemde yazdığım pek çok şeyin belli bir konu (basketbol) hakkında olması ve bu konuda bilgisi olan insanlar için yazdığımdan klavyenin başına geçmeden önce hemen hemen ne yazacağımı planlardım. Şimdi ise bu blogda özellikle kendim hakkında yazdığım yazılarda özellikle bu planlama işinden uzak durarak yaratıcılığımı serbest bırakmaya çalışıyorum.

Neyse konuya dönmek gerekirse şimdi hayatımda iş hayatım ve boş zamanlarım var. İş hayatımda yapmam gerekenler ve yapacaklarım aşağı yukarı belli. Ama zaten azaldığı için bile daha kıymetli olan boş zamanlarımda neler yapabileceğim hakkında hiç bir fikrim yok. Buraya yazarken belki bir çözüm bulurum demiştim ama bu konu üzerinde daha çok zaman geçirmem gerekiyor sanırım.

Hiç yorum yok: