19 Mayıs 2008 Pazartesi

Why Do We Fall Bruce?

Aslında bir şeyler yazmaya karar verdiğimde genellikle konu ile alakalı ve akılda kalıcı bir başlık kullanmaya çalışırım. Ama bu sefer şu anda kullandığım başlığı (ki bu başlığı Batman Begins filmini izleyen hemen herkes hatırlayabilir) bundan önceki son yazım için "yazıyı yayınla" butonuna bastığımdan beri kullanmayı düşünüyordum. Fakat işin asıl ironik kısmı ise tamam şimdi bu yazıya başlamak için en uygun an dediğim noktada yazmaya karar verdikleriminde başlığa gayet uygun olacağını idrak ettim.

Şu içinde olduğum son 3-4 aylık periyotta daha önceleride söylediğim gibi hep bir karamsarlık içindeydim. Ama mayısın ikinci haftası ile beraber hayatımda uzun süredir yaşamadığım bazı güzel duyguları yaşama şansı buldum. Bu duygunun adıda başarı ve ulaşılması zor bir hedefi başarmanın verdiği tatmin duygusuydu. Birde buna ek olarak her ne kadar bir aptalın gerçekleşebileceği bir şeyi umut etmeye başladım. Yada daha doğrusunu söylemek gerekirse olmayacağını kabullendiğiniz bir şey için ya birde olursa demeye başlarsınız ya, mantığınız duygusal olarak içinizi kaplayan o duyguya dikkatli ol diye uyarır işte öyle bir şeyin içindeyim bu aralar.

Her ne kadar içimde en çok tartıştığım başarılı olduğum durumdan ziyade şu acaba dediğim mevzu olsada hayatımın daha güzel geçmesini sağlayan asıl şey ise şu üstesinden geldiğim olay oldu sanırım. Çünkü şu anda kendi hayatımın kontrolünü eline almamdaki en büyük engel olan işsizliğim kesin ve muhteşem bir çözüm bulmaya çok yaklaştıran bir başarı elde ettim. Buda benim şu 3-4 aylık periyottanda öte 5-6 yıldır kaybettiğim kimliğimi yeninden kazanmak için mücadele etmem gerektiğini hatırlattı.

Cidden insan uzun süre bir şey yapmayıp ardından bir şeylerin üstesinden geliyor. Buna ek olarak bazı şeyler içinde şansı yaver gidiyorsa bazı şeyleri değiştirme motivasyonu kazanıyor. İşte belkide bu motivasyonun etkisi ile benliğimin derinlerine inip gerçekte ne istediğime bakmaya başladım. Başlangıç olarak ise 5 yıldır ilk defa elime bir roman aldım. Sürükleyici, güzel ve hepsinden önemlisi derslerle alakası olmayan (aslında şu anda başladığım Olasılıksız tamamen benim ilgilendiğim bilim dalları ilede alakasız sayılmaz ama yinede burda o kadar üzerinde durmaya değmez) bir kitap okumayalı o kadar uzun zaman olmuşki aslında bunu yapmaktan ne kadar zevk aldığımı unutmuşum.

Bu roman başladığım hayatımdaki yeni yolculuktaki önceki dönemlerinden ders çıkararak yine eskiki gibi olması zor şeylere için umutlansamda ihtiyatlılığımı korumaya kesin kararlıyım. Ayrıca eskiden bu tür durumlar için umutlanmam hayalperestliğimden ve naifliğimden olurdu. Şu anki dönemde ise bu ümidin kaynağın kendime olan güvenimden geliyor. Artık eskikden yapamam, beceremem, olacak iş değil dediğim şeyler benim için neden olmasın diyebileceğim şeylere dönüştü.

Peki gelecek ne olur diye sorarsanız. Bunu şu anda kestiremiyorum. Hala pek çok şey belirsiz. Ama önceki dönemlere göre benim lehime değişen bir şeyler oldu diyebilirim. Kendimden daha emin bir şekilde geleceğe bakıyorum.Önceki o karamsar halden kurtuldum. Artık dibe ulaştıktan sonraki yüzeye geri dönüş aşamasında hissediyorum kendimi. Bu duygununda insanda yarattıklarını yaşadıkça buraya yazmayı umuyorum

Hiç yorum yok: