29 Mayıs 2008 Perşembe

Öfke Her Şeyin Üstünü Örter

Hayatta öyle anlar vardır ki sahip olduğun pozitif duygular, iyi şeyler bazı gelişmeler nedeniyle yıkılır. Özellikle bazı anlamlar yüklediğiniz şeylerin içinin boş olduğunu ve dahada kötüsü olduğunu keşfederseniz ne olur. Bu durumda ne olur size söyleyeyim. İçinizdeki duyguların yerini öfke alır. Öfke ise kontrol edilmezse insana çok fazla yanlış yaptırabilecek bir duygudur.

Özellikle ergenlik dönemim ve biraz öncesi dönemlerde hayatımın direksyonunda öfke vardı. Hayata, arkadaşlarıma, çevremdekilere karşı çok daha agresif hareket ederdim. Özellikle güçsüz gördüğüm insanlara acımasızca giden ve onlara hayatı zindan edebilen bir yapıdaydım. O zamanlar bu bana çok eğlenceli ve yapmam gereken bir şeymiş gibi geliyordu.

Sonra hayata daha derin bakmaya başladım. Öfke ve sinirinbi yaşam tarzı olmaması gerektiğini ve böle davranarak bana değer verenleri bile kırmaya başladığımı idrak ettim. Ama öfke bağımlılık yapan bir durumdu benim bünyemde bundan tam olarak kurtulmak yıllarımı aldı diyebilirim. Fakat buna rağmen hayatta yaptıklarının sonucu sana yine döner felsefesine inanan biri olarak. Bu hatayı fark edipte hatadan dönünce her şeyin yerine oturmayacağını düşünen biriydim. Bu nedenle yaptıklarımın bedeli olacağını öyle yada böyle biliyordum.

Evet kendimi yada olurda bunu okuyan biri olursa onu kandıracak biri değilim. Ben öyle çok iyi kanatsız melek biri değilim. Nefret, öfke, sinir gibi şeyler bana zamanunda uzak değildi. Şimdi kurtuldum İnsan-ı Kamil oldum, nirvanaya ulaştım diyemem. Sadece yanlışlarımın farkındayım ve düzelmeye çalışan biriyim.

Bu anlayışa ulaşınca hayata bakış daha farklı oldu. Olaylara, insanlara karşı daha sabırlı şekilde yaklaşmaya baktım. İnsanların zayıflıklarının üstüne gitmeyi bırakmaya başladım. Bu sayede insanların bana yaklaşımını gördükçe dahada motive oldum. Evet bu değişimden beri hala beni yüz üstü bırakan yada eski ben olsam sana neler yapardım dediğim insanlar oldu. Ama yinede eski ben olmadım. Onun yerine o ortamdan yada kişiden kendimi izole etmeyi ve iletişimimi minimize etmeye çalışıyorum.

Çünkü fark ettimki insanlar sana ne yaparsa yapsın ona aynı sertlik yada daha sert bir şekilde saldırırsan sonunda o hoşlanmadığın yada kızdığın kişiden beter bir duruma gelirsin. Ha senin bir yanağına tokat atanı diğerini uzat demiyorum. Elbette kendini koruyacaksın ama intikam manyağı olmanında bir mantığı yok.

İşte bu intikam, agresiflik ve saldrganlığın kökünde hep öfke yatıyor. Ben son yıllarda bunu kontrol etmeye çalışıyorum. Öfkemin, mantığımı gölgelemesini istemiyorum ve o duruma gelmekten korkuyorum. Çünkü öfkeni bastırmak işin çözümü değildir. Önceki olaylarda bastırdığın öfkede kontrol edemediğin anda devreye girebilir. Ömründe yapamayacağın kadar aşırı şeyleri o şartlar altında yapabiliyor insan.

Bunun içinde içimde öfke birikmesine neden olacağını hissettiğim ortamlardan uzaklaşmaya çabalıyorum. Fakat bu kolay bir durum değil. Öfkeden kaçışın yok. Ne kadar iş tehlikeli boyutlara gidebilsede öfkede insanın doğasının bir parçası. Ayrıca hayatta bazı şeylerin üstesinden ancak öfkenin içindeki boşluğu doldurmasıyla atlatabilirsin.

Yinede hayata tutunmanın en efektif yolu öfke değildir olamazda onuda göz önünde bulundurun

Hiç yorum yok: