23 Ağustos 2008 Cumartesi

Post-İt Notları

Bu aralar hep diyorum ya kafamda çok fazla şey var. Bir türlü yapmak istediğim tek bir konuya yoğunlaşıp üstüne gidemiyorum. Sonunda bu durumdayken kafamda denemek istediğim bir tarzı denemeye çalışacağım.

Madem tek bir şeye yönelik bir konuya yönelemiyorum, bende aklıma ilk gelen konu başlıklarını tıpkı post-it kağıtlarına yazılan küçük notlar gibi sıralamayı denemek istiyorum. Zaten lafı toparlayacak gibi değilim kafamdaki planda bu konseptte en azında aklıma takılanları sıralayayımda belki orataya çıkanlardan bir şeyler aklıma eser.

Neyse haydi başlayayım;


- Bu aralar dikkatimi çekiyor ne zaman DVD satan bir yere gitsem indirim havuzlarında muhakkak izlemek istediğim bir filmi bulabiliyorum

- Son zamanlarda kendimi en çok iş çıkışı MP3 Player dinleyerek eve dönerken özgür hissediyorum. Sanki yarın tüm yaptıklarımı tekrar yapmak zorunda değilmişim gibi hissediyorum.

- Hayatımda ilk defa son bir aydır erken kalkmayı dert etmiyorum.

- Son zamanlarda pek çok istediğim şeyi yapabilecek güçte olmama rağmen pek onları yapacak motivasyonu bulamıyorum.

- Üzerimde nedenini tam anlayamadığım bir asabiyet var. Eskisi kadarsabırlı olamıyorum. Sevdiğim insanları kırmaktan korkar oldum.

- Kravat bağlamayı liseden sonra yeninden öğrendim ama fark ettimki hala kravattan nefret ediyormuşum.

- Zaman zaman kendimi hiç sevmediğim karşısındakine ders veren adam halinde görüyorum. Acaba asabiyetimin kaynağı bu ruh haline büründüğümü anlamam olabilir mi?

- Dark Knight'ta Christian Bale'in Batman olduğunda kullandığı o ses nasıl bir sestir öyle. Suçlu olsam o sesten sonra tövbe ederim.

- Heath Ledger'ın Jokeri Jack Nicholson'ın jokerini döver hatta daha doğrusu işkence ederek öldürür diyebilirim.

- Bu yaz amma çok süper kahraman filmi vardı. Hemen hepsindende memnun kaldım.

- Şu Vodafone'un reklamları ne kadar eğlenceli oluyor yav.

- Klavyede bir şey yazarken neden çoğunlukla basmak istediğim harfin yanındakine basıp alakasız bir şeyler yazıp duruyorum.

- Saw (Testere) serisinde ne kadar iğrenç işkence teknikleri olabilir ve bunları neden bu kadar gözümüze sokarlar.

- İğrençlik ile korkutuculuk aynı şey değildir. İğrençeleşerek korkutmak kolaydır.

- Matt Barlow'un sesi neden bu kadar muhteşem

- Ben neden Anti-Hero olarak nitelendirilen şartların ve durumun sonucunda istemeyerek kahraman olanlara karşı bir sempatim var.

- Neden Nescafe'den hoşlanmıyorum?

- Hayatta her şeyi neden düzenli bir şekilde yapmak zorundayım. Düzenli olmayı sevip düzenlemekten hoşlanmayan biri olarak bu metaforun içinde olmaktan hoşlanmıyorum.

- Sky is the limit lafından çok hoşlanıyorum.

- Mücadele etmeyi seviyorum, ama her zaman mücadele etmeye değecek hedefleri bulamadığımdan değmeyecek işler için değmeyecek çabalar gösterip duruyorum.

- Doğaçlama yapmak çoğu zaman planlı hareket etmekten çok daha zevkli oluyor.

Sanırım ilk deneme için bu kadar ufak not yeter. İlerde bunu dahada uzatma ihtimalim oldukça kuvvetli gibi görünüyor. Hem basit hemde eğlenceli bir süreçte hazırlanabilir gibi bir havası var.

Hiç yorum yok: