14 Aralık 2008 Pazar

Nostaljik Anlar

Saat sabaha karşı üç. On dakika öncesine kadar yatmayı düşünüyordum. Hatta 1 saat öncesinde bana bu yazıyı yazdıran Okan Bayülge'nin Disko kralınıda izlemeyecektim. Ama hayatı çekilir kılanda bu sanırım. Bazen en beklenmedik anda en beklenmedik şeyler karşınıza çıktığında en beklemediğiniz şeyleri yapıyorsunuz.

Efendim az öncede belirttiğim gibi bu yazıyı Disko Kralının bu akşamki bölümü nedeniyle yazıyorum. Peki bu bölümde beni yazı yazmaya iten ne oldu derseniz çok kısa ve net bir cevap vereceğim. Doksanlı yıllar.

Bu akşamki bölümde dokanslı yollarda Türk müziğine damgasını vurmuş isimler konuk oldu. Harun Kolçak, Burak Kut, Hadi Yine İyisin Tayfun, Hakan Peker, Ah Canım Vah Canım Ahmet, Yonca Evcimik ve Barbaros Hayrettin gibi pek isim konuk oldu.

Ama konuklardan öte programda sık sık gösterilen dönem klipleri beni benden aldı. Zamanında ama severek ama hoşlanmayarak dinlediğim şarkıları 10-15 sene sonra görünce açıkçası bir tuhaf oldum. Daha ziyade her klipte aaaa şu şarkıyı dinlerken şunlar olmuştu gibi bir sürü bağlantılı anılarım canlandı.

O zaman daha çocuk aklıyla dinlediğim şarkıları bu günkü ben olarak dinlediğimde hem o ufaklığımı yanımda hissettim hemde bu günkü beni ben yapan geçmişimin kaynaklarını tekrar hatırlamış oldum.

Belki şimdi bu tür şarkıların yeni örneklerini dinlemiyorum ama o dönem bu şarkıları dinleyerek büyümüş biri için uzun zaman sonra böyle bu şarkılar toplu halde dinlemek çok farklı bir duygu. Bir anda bu kadar çok anı beynime hücum ettiğinden lafı toplayıp bir yere bağlamakta zor geliyor. Ama elimden geldiğince derli toplu anlatmayı umuyorum aklımdan geçenleri.

Bir ihtimal subjektif davranıyorum ama o dönemki şarkıların bir ruhu varmış gibime geliyor. Yada insan dinlediği şeylere anlam yüklediğinden bu şarkıların ruhu varmış gibi hissediyorum. Şimdi dinlediğim pek çok yerli şarkıda bu şarkılarda hissettiklerimi hissedemiyorum. Bilmiyorum neden niçin ama bu şarkılar, bu ezgiler bana farklı geliyor.

O dönemler yeni yeni dışarıdaki örneklerine benzer/yarışır kalitede şarkılar yapabildiklerinden dolayı belki bu şakılar bana değerli geliyordu. Ama ne olursa olsun bu şarkılarla büyümüş insanların anlatmak için kıvrandığım şeyleri anlayabildiklerini sanıyorum.

O zamanlar şimdiki kadar farklı kaynak yada tarz yokken elimizde olanların bile bizde böyle bir bırakabilmesi aslında güzel bir şeymiş. On sene sonra dönüp baktığımda aynı duyguları aynı insan olduğum için hissetmesemde hala en derinlerden bir şeyler hissediyorsam, o doksanların bir büyüsü varmış demekki demeden edemiyorum.

Hey corç versene borç diyerek bu yazıyı daha doğrusu karalamayı noktalamak istiyorum.

4 yorum:

Selin dedi ki...

Okan Bayülgen şahane bir iş yaptı dün akşam :) programı bir yerlerden bulup indireceğim, sıkıldıkça izleyeceğim sanırım :))

CaRtMaNtR dedi ki...

Okan Bayülgen'in yeni programını ilk kez bu kadar uzun süre izledim. Denk gelmeme neden olan tesadüfe şu anda kadar teşekkür etsem azdır. Ne acaip bir çocukluğum olduğunu hatırladım yendien :D

Unknown dedi ki...

Geçen günler bizim Lady ile tam da bu konuları konuşuyorduk.Çocukluğuma duyduğum özlemi anlatmıştım ona.
Bunun üzerine böyle bir programa rastlamak büyük nimetti benim için.
Programın ilk saatlerinde Bizimkiler dizisinin oyuncuları vardı...Pazar günleri heyecanla beklediğimiz o efsane dizi...

Lady'ye söylediğim lafı sen de söylemişsin.O zamanlar müziklerde "ruh" vardı gerçekten.Demek ki doğru düşünmüşüm ben de...

Müziği yamuk yumuk teyplerden dinlerdik ama şimdikinden çok daha fazla zevk alırdık...

Gerçekten ne desem bilemiyorum,o program sayesinde tüm anılarım canlandı ve o zamanların ne kadar masum olduğunu bir kez daha anladım.

Bu yazı da üstüne iyi gitti olayın=)


{the_dark_cat}

CaRtMaNtR dedi ki...

Şu program hakkında bu gün hep kendimin ki ile benzer tepkiler duyuyorum ki bu beni açıkça mutlu ediyor. O kadarda uzaklaşmamışım insanlardan dedirtiyor bu benzerlikler :D