7 Nisan 2008 Pazartesi

(Kendini) Bilirkişi

İnsan hayatının pek çok bölümünde kendine bir hedef seçebilir yada kendini bilir. Özellikle belli yaş dönemlerinde insanlar gelişir ve olgunlaşır. Fakat bu genelde tüm insanlara olur bu yazıyı yazma sebebim ise bu durumun bende pek bu şekilde işlememesidir. Durumu açıklama için şöyle bir örnek vermem gerekirse bu yazıyı yazma fikri ilk defa doğum günümde oluşmuştu. Bu yazıyı yazdığım şu anda ise doğum günümden neredeyse 15 gün sonra yazabiliyorum.

Aslında insan bu tür şeyleri bu yaşlarda (Bu arada 24 yaşındayım diye belirtmeliyim herhalde bu noktada) yapar mı bilmiyorum. Bundan 15 yıl önce yirmili yaşlarımın ortasına geldiğimde kendimi iş sahibi başarılı en azından kendi istediklerimi yapabilirim diye düşünüyordum. Şu anda ise hala öğrenciyim ve iş arıyorum. Ama bununda ötesinde benim kendi ile sorunum kafa olarak hala o 15 yıl önceki insandan daha farklı olmamam.

Evet lafı bir hayli dolandırsamda sonunda gelmek istediğim noktaya gelebildim. Pek çok kişi içimdeki çocuğu hala koruyorum diye sevinir. Fakat o içindeki çocuğu korumakla hiç büyütmeden Peter Pan misali hep aynı kafada tutmak ve yaşamak çok çok farklı şeyler. Sadece çizgi film seyretmek yada dizileri takip ederek bir hayat geçirmek eğlenceli geliyor. Fakat bir şey ne kadar eğlenceli olursa olsun yeterince uzun yaptığınızda bundan başka şeyleride denemek istiyorsunuz. Fakat asıl sorun yapmaktan sıkıldığınız şeyleri o kadar uzun süreli yapınca başka bir şey nasıl yapılır bilemiyorsunuz yada daha dürüst olmak gerekirse yapmaya üşeniyorsunuz.

Daha önceki kısımlarda bu yazıyı yazma fikrimin aklıma geldiği dönemle yazabildiğim an arasındaki farktan bahsetmiştim ya işte ondan daha ciddi bir örnek vermek gerekirse geçmişte hayatım için önemli olan ve çok çok sıkı çalışmamı gerektiren pek çok durumda bile çalışabileceğimin en minimumunu çalışmıştım. ÖSS için, Üniversitedeki son senemdeki finaller için yada Masterdaki ilk ders yılım için hep aynı şey geçerliydi. Bu araya kadar bunda ne var diyebilirsiniz. Fakat bu saydıklarımdan rahatsız olan ben iş başvurularındaki sınavlar için bile hala çalışmak için kendimi motive edemiyorum.

Hayatımın iplerini elime alabilmem adına belkide karşılaşacağım son büyük engel ile karşı karşıyayım ama 10 yaşında bir çocuk kitapların başına geldiğimde dur ya şunuda seyredeyim ondan sonra çalışırım ondan sonra araya bir başka şey daha girer ve en iyisi ben yarın çalışayım demeye başlarım. İşin kötü kısmı o yarın bazen sınav günü bile olabiliyor.

İnsanlar genelde olgunluğun ilk belirtisi sorumluluk almak derler. Ben yaptıklarımın sorumluluğunu üstlenmekten kaçmıyorum ama bir yetişkin olma sorumluluğumdan ise köşe bucak kaçıyorum. Yanlış anlamayın kendimden istediğim şey somurtuk yaşından çok daha fazla gösteren uyuz bir tip olmak değil. Zaten istesemde olamam. Ama hayatımda eğlendiğim kadar o eğlence tarzını yerini boyutunu yada cinsini belirleyebilecek derece olgun olabilmek. Hala kelime oyunlarında espri yapmak sorun olmaz ama bunu bütün gün boyunca yapmak yerine zor bir günün sonunda o günün stresini atmak için yapınca eminim daha mutlu olacağım.

Evet kulağa saçma geliyor belki ama eğlecen zor bir dönemin ardından geldiğinde gerçek anlamını buluyor. Sürekli boş ve gereksiz işler yapıp eğlence peşinde olduğunda olay tamamen bir rutin halini alıyor ve ister inanın ister inanmayın eğlenceli şeyler bile rutinleştikçe tanrım bunu neden hala yapıyorum dedirtiyor.

Kendimi belki biraz fazla suçluyorumdur diye düşünmüyorumda değil aslında. Sonuçta az yada çok çalışara bu zamana kadar hep koyduğum hedeflere bir şekilde ulaşabildim. Şimdi ise önümde bu güne kadar yaptıklarımın sonucu olarak son ve belkide hepsinde önemli bir hedef var. Belkide bunun gerçek anlamda bağımsız bir ben olabilmemden önceki son hedefim olmasından dolayı daha önce hissetmediğim bir korku ve endişe içindeyim. Fakat nedeni olursa olsun şu anda durduğum noktada ne kadar boş vaktim olsada sürekli bir şeyleri kaçırdığımı, bir şeyler yapmak için geç kaldığımı hissediyorum.

Özelliklede arkadaş çevrendeki bazı insanlar evlenmeye hazırlanırken yada çok ciddi ilişkiler içindeyken sen hala ne zaman olgunlaşırım hesabı yapıyorsan içinde bulunduğun durum ne kadar eğlenceli olursa olsun durup bir ne oluyor neden böyle değilim diyorum. Gerçi süper ciddi bir hayat tarzına bürünmek gibi bir hedef zaten ilerisi içinde yok ama en azından bu yazı başından beri belkide 20-30 kez dediğim gibi benim olgunluktan anladığım hayatta her türlü kararı alabilecek alt yapıya sahip olabilmen. Başka bir deyişle kendi başına toplumun bir parçası bir birey olabilmek. Yoksa ben karakterimden gayet memnunum, insanları etkilemek için içimdeki çocuğu hala kaybetmedim diyenlere içindeki çılgın velet öyle değil böyle yaşatılır diyecek adam olmak istiyorum sadece.

Özetle olmak istediğim kişi ile olduğum kişi arasında devasa farklar yok sadece ona olabildiğince çabuk ulaşmak istiyorum ama bu benim alışık olduğum yöntemlerle yapıldığında istediğim kadar hızlı olmuyor.

Yada bilemiyorum ben hala 24 yaşında kocaman mızmızlanan bir çocuğum bunu seneye daha net tartaacak hale gelirim. Zaten çok dağılmış bir yazıyı sonundada toplarlayabilir miyim bilmiyorum o nedenle laf daha fazla uzatmadan bu noktada kesmek en iyisi ve belkide en olguncası olacak

Hiç yorum yok: