24 Ocak 2009 Cumartesi

Post-İt Notları #7

- Bayadır yazmıyordum Post-İt Notlarını. Açıkçası özlemişim. Nedense bu "tek" düzenli olarak devam ettirdiğim başlığım ama yinede bazen çok sık Post-İt Notları yazıyormuşum gibime geliyor. Halbuki tek bir konuya yoğunlaşmaktan çok daha kolay bi şeydi. Sanırım bunu yaptığımda işin kolayına kaçıyormuşum gibime geliyor.

- Evet blog için önemli bir gelişme ile devam etmek lazım sanırım. Blogun sol kısmına baktığınızda artık tek yazarın ben olmadığını fark etmişsinizdir.Yanlız yazar arkadaşımı tanıntmayacağım. Kendisi ne zaman yada ne sıklıkla yazı yazar o konudada bir şey söylemeyeceğim. Tek söyleyebileceğim kendisinin yazdığı zaman yazıları ile benden çok çok çok çok çok çok çok daha iyi bir iş çıkaracaktır. Zaten kendisinin blog işine bulaşmasına bu nedenle vesile oldum.

- Son zamanlarda çok fazla şey olup bitiyor diyebilmek isterdim. Ama senenin başında hiç beklmediğim kadar durgun zamanlar geçiriyorum. İçimden bir şeyleri değiştirecek bir şeyler yapma isteği geliyor ama ne yapacağımı yada nasıl yapacağımı bilmiyorum. Kaybolmuştan gibiyim diyeceğim ama ondan ziyade sanki olduğum yerden pek memnun olmasamda yinede orada kalasım var gibi.

- Bir önceki maddede yazdıklarımdan anladımki ciddi anlamda kaybolmuşum. Daha doğrusu kendimi hayatın tek düzenliğine kaptırdım sanırım. İşin ilginci kendimi içinde bulunduğum durum hakkında bile ilk defa şu anda düşünüyorum (kendime özel not bu konu hakkında bir şeyler karalamam lazım) sanırım.

- Eskiden yaptığım şeyleri özlemeye başladım. Hatta elimden geldiğince eski günleri yeninden canlandırmaya çalışıyorum. Mesela eskiden günde 2 hatta 3 film izleyebildiğim günleri anmaya çalışıyorum haftasonları. Özellikle geçen hafta yaptığım 3 filmik yüksek doz tedavisi hastalığıma bile iyi geldi.

- Hatta uzun zamandır bakmadığım dizilerede bakmaya başladım. Özellikle How I Met Your Mother 4. sezonun 12. bölümü ile ciddi olarak Meg Ryan filmi tadı verdi. Sanırım bu noktada Meg Ryan'ın romantik komedi filmlerinin çok ciddi bir fanatiği olduğumu belirtmem lazım. Addicted To Love filmini bir yerde gördüysem izlemek zorundayım.

- Tam yeni hayatımla eski hayatım arasında denge kurmaya çalışırken geçmişimin önemli bir zevki olan dizilerin tatile girmesi çok kötü oldu. Neye ne kadar zaman ayırmam gerekir emin olamıyorum. İşin kötüsü bu durumu çok kafama takmıyorum. Bazen sadece öylesine koltuğumda oturuyor ve duvara bakarken buluyorum kendimi. Sanki az önce başka bir yerdeymişim gibi hissediyorum ama orası neresiydi ben ne yapıyordum hatırlamıyorum. Bu boşlukları dolduracak şeylere ihtiyacım var. Sanırım bu anlar için diziler çok uygun olacak.

- Evet durgunluk ve bezginlik içindeyim ama durumumu daha sonralar olacak bir hareketlilik için olduğunu umuyorum. Gerçi bu konuda elimde ne bir delil nede benzeri bir şey olsada sanırım böyle durumlarda elinizde bir şey olmasını istiyorsunuz. Yola devam edebilmenin yolu bu olmasa bile tünelin sonunda bir ışık görmeye çalışmak lazım.

2 yorum:

a. dedi ki...

öncelikle yeni yazar kişisine "hoşgeldin" diyelim:)
bekliyoruz yazınızı heyecanla:D

Şu bahsi geçen filmi de en yakın zamanda izlemeyliyim zira izlenecek film aramaktaydım, pek şahane oldu bundan bahsetmen:)

Durgunluk bence anlık bir şey, anlık bir his hatta...Bence de pek yakın zamanda hareketli bir hayatın olduğunu fark edeceksin, hatta "biri durdurabilir mi bu oyunu?" gibi içsel bir haykırışın bile olabilir.falcı kadın gibi konuştum, ama tabi yok öyle bir şey:P

CaRtMaNtR dedi ki...

Eehehehe bende bekliyorum yazısını yada yazılarını :D

Durgunluktan uzak olduğumda biraz durmak istiyorum ama durgunluğun içine düşüncede hayat fazla rutin geliyor.

Bu aralar aslında indirip izlenebilecek film sayısı artmaya başladı. Hazır Oscar adaylarıda belli olmuşken belli başlı filmleri ben listeye aldım bile hatta :D