17 Şubat 2009 Salı

Creature Of Habit

Call Of Duty 5'te İlk Sovyet ordusu görevinde geçer bu özdeyiş. Alışkanlıklarına bağlı bir Alman Generalini tanımlamak için kullanıyorlardı. Peki ben neden burda kullanıyorum bu özdeyişi. Elbette bununda bir hikayesi varki tahmin edeceğiniz üzere bu yazının ana konusuda bu olacak.

Alakasız görünen ama aslında bu yazının kafamda oluşmasını sağlayan başka bir şeyden bahsetmem lazım şu noktada. Ben basketbol özellikle NBA'i takip eden biriydim. NBA için bir şov dersek her sene sezon ortasında yapılan All Star Haftasonu etkinlikleri bu şovun zirvesidir. Bende 2002 yılından beri bu şovu enine bonuna izlerdim. Yedi senedir bu organizasyonu sabahlayarak izler kendi açımdan tarihe şahitlik ederdim.


Ama hep diyorum ya iş hayatı beni değiştiriyor diye. İşte bir değişiklikte bu oldu. Yedi sene sonra ilk defa bütün hafta sonu hiç bir organizasyonu izleyemedim. İşte bu noktada alışkanlıklarıma olan bağlılığımı irdeleme ihtiyacı hissettim.


Fark ettimki ben alışkanlıklarına düşkün biriyim. Belkide sırf bu nedenle teknolojik yeniliklere o kadar kolay ayak uyduramıyorum. Mesela kameralı cep telefonları ilk çıktığında daha ben normal cep telefonu alıp almamayı düşünüyordum. Yada insanlar Ipod almak için sıraya girerken ben daha mp 3 player almamıştım.


Örnek çok daha arttırılabilir ama burda önemli olan o değil. Demem o ki insan bazen daha az teknolojik olan şeylerle mutluysa o durumlarında yaşamaya devam edebiliyor. Gerçi pazarlamanın bilimsel kısmında bu durumu açıklayan bir tablo vardı. Bazıları en son model alet edevada sahip olmaktan zevk alırken bazıları ise bu tür yeniliklere en son ayak uydururmuş.

İşte bu en son ayak uyduranlar (ki içinde benim olduğumda açık herhalde) hayat tarzlarını değiştirmekten hoşlanmayan alışkanlıklarına bağlı insanlar. Belki bazıları için bu kötü yada eksik bir özellik gibi gözüksede bence insanın mutlu olduğu şekilde yaşaması en doğrusu. Gerçi bu tür bir yaşam bazılarınca yeniliklere kapalı yada yeni şeyleri denemekten korkan bir tarz gibi gözüksede ben yinede alışkanlıklarıma değer veriyorum.

Bu işi biraz biraz inatlada bağdaştırmak mümkün ama bence buda haksızlık sonuçta inat insanın kendisine acı çektirmesinede neden olur ama alışkanlıklar çok daha farklı bir şey. Tabi burda alışkanlıklar için içki, kumar, sigara yada uyuşturucu gibi bağımlılık yapabilecek şeylerin alışkanlıklarından bahsetmediğim gayet açıktır herhalde.

Konuyu kapatırken bir alışkanlığım daha varki ondan bahsetmem lazım. Bu alışkanlığım; (ki umarım hayatım boyunca vazgeçmeyeceğim bir alışkanlığımdır umarım) elbetteki blog yazmak. Bir yılı aşkın süredir her şeye rağmen inatla ve istikrarla hala bu işe devam edebilmem alışkanlıkara olan bağlılığımı daha da arttırıyor.

Yazarın Notu: Büyük usta Gazanfer Özcan vefat etti. Haberinide bu yazıyı yazarken duydum. Bu nedenle bu yazının sonunda kendisine allah rahmet eylesin demeyi görev olarak görüyorum. Allah Rahmet Eylesin, üzdün bizi Gazanfer baba

Hiç yorum yok: