5 Temmuz 2009 Pazar

Truth Be Told (Mim)

Başlık konuyla çok örtüşücekmi pek emin değilim ama şu mim ile beraber Megadeth'in bu şarkısınıda anayım dedim. Neyse efendim mim demiştim dimi hemen nasıl bir mim'den bahsediyoruz onu açıklayalım (bu arada a.nur'a mim için teşekkür etmeden geçmeyeyim). Konumuz kendimiz hakkında itiraflar ve takıntılarımız en özet haliyle. Zaten konuyu fazla detaylı açıklamaya gerek olmadığında madde madde itiraflara başlamak en iyi olacak herhalde

  • Kolay sinirlenebilme gibi bir huyum vardır.
  • Zaman zaman aşırı derecede inatçı olabiliyorum. Mesela bu konuda kendisine uzun süre blog yazması konusunda baskı yaptığım azura birinci dereceden şahit olmuştur.
  • Annemlerin yıllar süren hummalı çalışmaları sonucu yeni aldığım her hangibir giyim eşyasını giyerken önce sağ ayak veya kolumu elbiseden içeri sokarım
  • Bir şey için ne zaman acele etmem gerekse o şeyi son anda kaçıracakmışım gibi hissederim. Özellikle durağa giderken bineceğim bir toplu taşıma aracının durağa yanaştığını gördüğümde bu hisse çok kapılırım.
  • Hala zevkle çizgi film izlerim
  • Bu gün bir DVD satan firma 90ların ortasında Star'da yayınlanan Kaygısızlar dizisinin bölümlerini Box halinde satsa hiç düşünmeden ve fiyatına bakmadan satın alırım.
  • Hobilerime çoğu zaman gereğinden fazla hayatımda yer veririm
  • Bir şeyi son ana kadar yapamam ancak artık kaçacak saklanacak bir durumum kalmadığında yaparım.
  • Resmi törenlerin hiç bir türünü sevmem
  • Bunca yıldır hala erken kalkmaya alışabilmiş değilim.
  • Tatile gittiğim otelde eğlence olmasındanda o akşam yemeğinden sonra animatörlerin programı olmasındanda nefret ederim. Tatil demek benim için denize girebilmektir.
  • Gittiğim sergilerin (ki öyle sergiden sergiye koşan biri değilim) herhangibir kısmında modern sanat eserleri varsa kafamım en çok karıştığı kısım orasıdır. Özellikle modern resim olgusunu hayatım boyunca anlayabileceğimi sanmıyorum.
  • Yerli yersiz saate bakma huyum vardır. Hatta saat takmadığım zaman bile boş bileğime baktığım olmuştur.
  • Yabancı ve tanımadığım insanlarla çok yakın ve bitişik oturmaktan hazzetmem ama toplu taşımada başka çare olmadığından bu duruma eski dönemlere göre çok daha fazla alıştım. Özelliklede bu konuda sLn'in bahsettiği otobüs teyzelerinin çok yardımı oldu.
  • Çizgiroman okumam ama çizgiromandan uyarlanan filmlere bayılırım.
  • 10 yıl kadar öncesinde olduğum kadar olmasada hala ilk defa tanıştığım insanlarla konuşurken kendimi çok rahatsız hissederim.
  • 2006'da ilk defa gözlük takmaya başladığımda yanımda geçen her insanın bana n'ber dört göz diyeceğini düşünmüştüm.
  • Bazen filmlerdeki karakterlerin sesini taklit ederim. Hatta bir kere Dark Knight'ta Christian Bale'in Batman olduğununda kullandığı sesi taklit ederken yan odadı annemi korkutmuştum farkında olmadan.
  • Sonu süprizli filmlerin sonu hakkında daha ilk yarıda tahminde bulunurum. Bu tahmin tuttuğunda da kendime kızarım filmin tadını kaçırdım diye.
  • Hafta içi pek çok akşam eve dönerken bloga şunu yazayım güzel konu der. Akşam yemeğinden sonra blog kumanda panelini açtığımda neyse yarın daha geniş zamanda yazarım derim.
  • Cep telefonumu sesi açıkta olsa kapalıda olsa hep titreşim halinde tutarım. Hatta bir keresinde sınav zamanı telefonu sıranın altına koyduğumda çalıp titremeye başladığında sıradan acaip sesler gelmişti. Hocada dahil herkes benim tarafıma doğru bakınca telefonu çıkartıp pardon yanlış numara aramışta diye saçma sapan bir espri yapmak zorunda kalmıştım.
  • Saçma sapan espri dedimde aklıma geldi. 6-7 yıl öncesine kadar düzenli olarak kötü espri yapar, etrafımdakileri sinir ederdim.
  • Orta okuldayken kompozisyon derslerinden hiç hoşlanmaz yazı yazmayı hemde o kadar uzun yazı yazmayı çok gereksiz bulurdum.
  • Hala çocukça hareket edebilme şansı bulduğumda bunu kullanmaya çalışıyorum.
  • melankolikdeli gibi bende gazete ve dergilerin ilk sıradakilerini değil daha arkalarındakini alırım. Hatta buna ek olarak parfüm ve deodoranttada aynı şeyi yaparım çoğunlukla.

Evet efendim aklıma gelenler bunlar oldu. Kuvvetle muhtemel anlatılabilecek çok daha fazla şeyi yazmayı unutmuşumdur ama yinede bir noktada listeyi tamamlamak gerekiyor. Umarım artık mim gelene kadar üşenmeyip kendimde daha sık yazı yazabilecek bir motivasyona gelebilirim.

4 yorum:

The Metonian dedi ki...

* Çizgi film izlemeyen yetişkin, "yaşayan ölü"dür (:

* Ah erken kalkmak... Hayatımın kabusu :D

* Resmi törenlerde insan daralıyor yahu. Hele takım elbise giyme zorunluluğu yok mu ?

* "İlk sıradakileri almama" durumu herkeste varmış meğerse. Normal davranış gibi gelecek yakında bana (:

a. dedi ki...

Buraya 4. gelişim ne zaman gelip yorum yazdıysam gönderirken bir aksilik oldu ve bir türlü yazamadım. Ahanda yazmıyorum bir şey blogger!Sinir ettin beniiiiiii :'(

Azura dedi ki...

Batman taklidini bilirim bunu gene duymak isterim. :P

Resmi törenleri sanırım seven çok çok az insan vardır.

Gözlük takınca dörtgöz takıntısı bende de olmuştu nedense.

Filmlerin sonunu tahmin edebilme gibi bir huy bende de vardır ama ben bildiğim için kendime övgü yağdırım içimden. :P

Kompozisyon sınavları olunca ben de hoşlanmazdım ve ilk 15 dk hiçbirşey yazamadan mal gibi dururdum ondan sonra bi gazla yazardım.

Ben de birşeyi satın alırken en arkalardakini almaya çalışırım.

...
Sabahın köründe yazdığım şeylere bak, can sıkıntısı olsa gerek. Ne diye benzeşen yönler olur ki sanki kıskançlık direk. :P

CaRtMaNtR dedi ki...

@a.nur
bloggerın böyle köftehorluk yaptığını maille filan bildirseydin keşkem çekerdim kulağını bloggerın :D

@Azura
sen o saatlerde pek nete uğramazdın hayırdır inşallah :D

@melankolikdeli
artık marketler ilk sıraya boş ürün koyacak herhalde. burayı okuyorlarsa adamlarda uyanmıştır olaya :D