8 Şubat 2008 Cuma

Uyanış

Tik tak, tik tak, tik tak ...

Bu seste ne? Neden beynimde ötüp duruyor? Gözlerim neden yanıyor? Bu kadar çok soru neden? Evet, evet sanırım uyandım. Böyle bir saat gürültüsüne karşı koymak çok zor. Fakat bu hissetiklerim gözümü açma isteiğimi kaçıran güneş ışığı yada beynimi kemiren saatin tıkırtısı değil. Sanırım hala uyku mahmuruyken kendime gelmek için bununla ilgilenmek fena değil. Uykuda kendimi bu kadar kaybetmişken önce odayı inceleyeyim kendime gelmek için. Tabi önce açılmamak için inat eden göz kapaklarımı bu konuda ikna etmem gerekecek. Evet biraz daha aralanıyor evet. Duvarlarım açık renk beyaza yakın sanırım son derece açık bir mavi, evet buz mavisi dedikleri renk bu sanırım. Her şey çok bulanık. Kendimi biraz daha toplamam lazım.

Tik tak, tik tak, tik tak ...

Ne, kim, nasıl ??? Lanet olsun uyuya kalmışım. Ne kadar zaman geçti acaba? Ne zaman daldığımı hatırlayamıyorum ki. Neyse kafamı toplarmam lazım. En son ne diyordum. Evet hatırladım duvarlar. Açık soğuk bir renkti. Mmmm mavi, bbbb buz mavisi evet evet rengin adı buydu. Biraz daha net görmeye başlıyorum sanırım. Yatağım baş tarafından ve sağ tarafımdan duvara dayalı, tam karşımda ise pencere var. Çok büyük bir oda değil ama dışardan çok iyi ışık aldığından herhalde gözüme pek bir ferah gözüktü. Bu kadar bana ait olan bir şey nasıl bu kadar yabancı olabilir. Nasıl bu hale gelmiş olabilirim.

Odayı biraz daha incelemekten daha fazlasını yapmam şu an için zor gibi. Sağ tarafımda yatakla birleşik olan duvarda bir kaç poster var. Sanırım bu posterdekileri tanıyorum. Biri bir sporcuya benziyor. Siyahi uzun kalıplı bir adam galiba. Üzerinde mavi üzerine sağ ve sol kenarlarında boyuna kırmızı ve beyaz iki çizgisin olan bir forma var. Bu formayı tanıyorum. Bu Pistons forması o zaman bu adamda Ben Wallace olmalı, evet evet kesinnlik bu o.

Aferin oğlum bir kaçı gitti bir çoğu kaldı. Aynen böyle devam et. Diğer poster sanki bir konser görüntüsü gibi. Bir kadın, güzel ve sanırım genç bir kadın önündeki mikrofona doğru çok hafif eğilmiş. Sanırım baktığı yönde havalandırma gibi bir şeyler var. Saçları, kızıl saçları güçlü bir rüzgara tutunmuş gibi arkasına doğru uçuşuyor. Üzerinde çok güzel bir siyah t-shirt ve siyah deri bir pantolon var. Ben bu bu grubu tanıyorum. Tabi ya bu Epica'nın solisti Simone Simmons.

İnsanoğlunun farklı yaratıldığına yönelik ne güzel bir ironi Simone Simmons ve Ben Wallace aynı duvarda yan yana duruyor. Acaba bunu bilerek ve planalayarak mı yaptım? Yoksa bu sadece beğendiğim iki farklı insanın posterlerini asmamdan dolayı oluşmuş bir tesadüf mü? Sanırım şu anda bu kadar komplike ve kapsamlı soruları cevaplayacak kadar kendime veya hayatıma hakim değilim.Bu sorular için acele etmemeliyim. Puzzle'ın parçalarını yavaş yavaş, teker teker bir araya getirmekten başka çarem yok.

Karşımdaki pencerenin hemen önünde büyük mavi geniş bir yastık var. Hani şu insanların yere otururken kullanabilecekleri cinsten bir yastık. Üzerinde bir kaç dergi var sanırım. Birde onlardan daha kalın olduğu için kitap olduğun düşündüğüm bir şey var. Kitabın altında kalan dergilerin birinin kapağında bir basketbolcu var. Sanırım ben bu sporla oldukça ilgliyim. Kitabın altında kalan ikinci derginin ise adınını okuyabiliyorum. Yanlış görmüyorsam üzerinde kırmızı kalın yazılarla "EMPİRE" yazıyor. Hmmm oldukça tanıdık bir isim. Bu dergiyi sık sık okuyordum sanırsam. Tabi ya bu bir sinema dergisiydi. Demekki filmlerdende hoşlanıyorum. Basketbol, sinema ve müzik ile ilgiliyim sanırım. Lanet olsun bunlar çok genel daha kesin sonuca gitmemi sağlayacak bir şşşeyler bulmalıyım.

Tik tak, tik tak, tik tak ....

Ha, ne? Lanet olsun yine mi. Tamam oğlum kendini topla konsantre ol bu işi çözmenin tek yolu bu sakin, sabırlı ve dikkatli olmalıyım. Yatağın hemen karşısınd bir televizyon var. Altında kapaklı bir televizyonluk olduğundna yaklaşık yerden 100 yada 120 cm kada yukarda duruyor. Demekki tv seyretmeyide seviyorum. Hmmm daha spesifik daha önemli bir şey bulmam lazım.

Hey bir dakika, o yerdekide ne kimlik gibi bir şey sanırsam. Üstünde resmim var. Uzanabilirsem tam aradığım şey bu. Ama çok uzak ve ben hala yataktan doğrulup uzanıcak kadar kendime gelemedim. Ne olursa olsun denemem lazım. Yoksa daha çok yatakta etrafa ayrancı budalası gibi bakar dururum. Evet kolunu yorganın altından çıkar. Ağır ve yavaş olması sorun değil yeterki hareket etsin. Oldu işte oldu. Şimdi vücudumu sola yatanğın kenarına uzatmam lazım. İşte asıl zor kısım başlıyor. Hayır lanet olsun kenara fazla yaklaştım. Düşmek üzereyim, kayıyorum, kendimi yukarı çekemiyorum. Hayırrrrrrrrrrrrrrrr


Dıııııt dıt dııt, dııııt dıt dııt

Nerdeyim, nasıl, kim? Lanet olsun yine kabus gördüm. Geç saatte maç izleyip bir şeyler atıştırıp yatasan böyle olur. Güne başlamak için harika bir yol gerçekten.


Hiç yorum yok: